21 Aralık 2019 Cumartesi

20.Aralık.2019 - Günün Yazısı - Dinle Bahar Gözlüm...


Dinle Bahar Gözlüm...  

Gel otur yanıma bahar gözlüm. Konuşalım biraz seninle...  

Şu anda kalbinin sesini duyuyor paslanmış kulaklarım. Anlat hadi; nasıl koydun yüreğine o kuşu? O kuş ki kanatlarını çırpıp gönlünce uçamadığı halde, hayatından nasıl da memnun o küçücük yerde?  

Sen konuş ki; yemyeşil bir çayırın ortasından akan tertemiz bir dere gibi aksın sesin kulaklarıma. Minik taşların üzerinden süzül, kenardaki gelinciklerden minicik öpücükler alarak devam et yoluna. Anlat. Anlat ki sen konuştukça hayat versin ruhuma sesin...  


Sakın susma bahar gözlüm. Sen susarsan eğer, bil ki mevsimler değişecek. Kapkara bulutlar kaplayacak masmavi gökyüzünü. Bastıran o koyu karanlıkta yitireceğiz birbirimizi. Deli rüzgarlar esecek. Karlar yağacak. Titretecek bedenlerimiz...  

Sakın susma bahar gözlüm. Sen konuşursan, bil ki ben dinleyeceğim. Nerede durduğunu sesinden anlayacağım, yitip gitmeyeceğiz. Mevsimlerin değiştiğini haber verecek gözlerin. Sımsıkı saracağım seni kollarımla. Gökkuşaklarına saklayacağım seni, kararsa da gökyüzü. Bulutlar üst üste yığıldığında süpüreceğim gökyüzünü. Yağan karlarda çadırın olacağım, sımsıcak, üşümeyeceksin...  

Sakın susma bahar gözlüm. Sen susarsan eğer, bil ki dinlediğimiz melodi değişecek, duyduğumuz sözler anlamsızlaşacak. Aynı tabaktan yediğimiz meyvelerden değişik tatlar almaya başlayacağız. Aynı yastıkta farklı uykulara dalacağız. Tek yorgan ısıtmaz olacak bizi, üşüyeceğiz...  

Sakın susma bahar gözlüm. Sen konuşursan, bil ki ben susacağım. Bozmayacağım dinlediğimiz melodideki akordu. Sözlere anlam katacak kelimelerin. Dudağından çıkan her "S" sol anahtarımız olacak. Bana sunduğun meyve önce belki bir elma olacak ve sonrasında aynı rüyada paylaşacağız benzer bir masalı. Yorgan istemeyecek bedenlerimiz, tenlerimizse yakacak birbirini...  

Sakın susma bahar gözlüm. Sen susarsan eğer, bil ki okuduğumuz kitapların benzer satırlarının verdiği anlamlar değişecek. Farklı dostların selamlarını alacak, farklı dostlara karşılık vereceğiz. Aynı dili konuşup farklı lisanlar geliştireceğiz. En kötüsü ise bahar gözlüm, ateş küllenecek ve o küller dağılacak rüzgarda...  

Sakın susma bahar gözlüm. Sen konuşursan, bil ki ben yaşayacağım. Okuduğumuz kitapları sıraya koyacağım özenle. Selam verdiğimiz, dost bildiklerimiz, sevdamızdan damıttığımız tavşan kanı çayımıza ortak olacak inan. Her yeni kelimesinde gelişen vücut dilimizin, kırmızı kalemle altını çizeceğim, unutmamak için. Ve bahar gözlüm, her kelimen ateşe atılan bir dal olacak, duyduğum sesinle hızlanan nefesim harlayacak yaktığın o ateşi...  

Gel, otur yanıma bahar gözlüm. Yüreğini yüreğimin yanına koy ve dinle;  

Konuştuğun sürece güvendesin. 
Konuştuğun sürece seninleyim. 
Konuştuğun sürece benimsin 
Konuştuğun sürece biz herkes değiliz 
Konuştuğun sürece tutunacağız birbirimize. 
Konuştuğun sürece duyacaksın, dinleyeceksin, anlayacaksın, bileceksin hala yanında olduğumu. 
Konuştuğun sürece önümüzdeki yol açık kalacak el ele yürümek için.

Dinle bahar gözlüm. Sen gözlerimin içine bakıp da ışıl ışıl gülümserken o gözlerinle, ben daha ilk anda, çıkılan o muhteşem yolculuklardan birinin başladığını anlamıştım...  

Bu öyle bir yolculuktu ki;  

Hani; yağmur sararken bedenleri, bir kalabalık arasında karşılaşır da iki kişi, sonrasında dışarıda yağmur kokusu, içeride sevda, oturursun tahta masalardan birine soluklanır ve demli çayları içerken laflar ve sonra kendi yoluna gidersin. I ıh, o türden değil...  

Hani; programsızdır, bir anda ister ve yaşarsın. Sana eşlik edense ıssız bir gecedir. Önce türkü dinlersin, kırmızı şarap ve rakı eşliğinde, sonrasında orta bir kahve, fal bakılan fincanların kapatıldığı. Şiirler okunur, duygular paylaşılır. Sonrasında aynı yastıkta yatılır mı? Gidiş dönüş bileti cepte çıkılan yolculuklardan mıdır bu? Hiç de değil...  

Hani; hesap kitap, ince elek sık dokuma. Alacak verecek, tutmuş bakiye. Ölçülmüş, biçilmiş tastamam. Menfaat, beklenti, kişilik tanımı, sen ve ben türküsü dillerde, oynanan oyunlar eşliğinde gidilen tenekeli mahalle. Bu türdense asla değil...  

Bu öyle bir yolculuk ki; el ele, yürek yüreğe, ne varsa konacak orta yere, gidilecek her neresiyse yürünecek birlikte. Susmayacaksın, susmayacağım. Konuşacaksın, konuşacağım. Anlatacaksın, anlatacağım. Anlayacaksın, anlayacağım. Dinleyeceksin, dinleyeceğim… Böylesine bir yolculuğa başladığımızı ben anlamıştım bahar gözlüm. Ben anlamıştım, ya sen?  

Gel otur yanıma bahar gözlüm. Sakın susma, sonsuza kadar konuş benimle. Tut ellerimi bahar gözlüm, yolumuz uzun. Seni besteledim, seni söylüyorum…  

Gönül gözünle gör ve o büyük yüreğinle anlat bana hadi bahar gözlüm. Anlat... Kulağım sende...  

Alıntı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder