Kağıt Kesikleri
Usandım ,,uslanmadım ..
Kime sorsan evinde bir oda eksik ..
Acının tanımı olur mu ; konuşmak acıyı tüketir mi ??
Korkunç trafik kazalarından kurtulanlar ya da ölüme akından şahit olanlar da her "geçmiş olsun" diyene ,,her baş sağlığı dilyene aynı şekilde anlatırlar ..
Böyle durumlarda çevrenin tesellisi çoğu zaman temel bir yanılgı içerir : "Tamam ,,geçti ,,anlatıp da tekrar tekrar hatırlatma" derler..
Oysa tam tersi bir durumun söz konusu olduğunu düşünüyorum ..Anlatılmayan acının ciddi bir iç çürümesine yol açtığını ..
Acı ,,ancak anlatıldıkça eskir ve eksilir ..
Unutmadığı takdirde insanın yeni bir acıya yer açması güçtür ..
Özellikle ,,işin içine utanç karıştığında acı artık anlatılmaz olur ..
Sessizliğin müziği ..
İki nota arasındaki sessizlik ..
İki kalp arasındaki sessizlik ..
Ya da kendi içimizdeki sessizlik ..
Aklın fazlası cehennem ..
Metinler sadece yazıldığı kadar değildir ..
Ne geçmiş yıldan bir hesap ya da gelecek yıldan bir beklenti aldım zihnime ..
Kendine acımasız olmakla kendine çok acımak arasında hiçbir fark olmadığını fark ettim birden !!
Terk etmem gereken evlerde ,,kapı önüne konana dek tek bir eşyayı bile yerinden kıpırdatmadığım ,,kaldırıp bir kenara ayırmadığım çok olmuştur ..Öyle zamanlarda ,,oturup kitap okumuşumdur mesela ..Son ana kadar ..Sonra da bütün eşyamı olduğu gibi sokağa bırakıp başka şehirlere gitmişimdir ..Ve bütün bunlar olup biterken ,,kayıtsızlığıma katlanamayan sevgililerimle aramızda mutlaka bir arbede çıkmıştır ..Beklenen bir şeydir bu ..Çünkü Jean Rhys'ın da dediği gibi ,,vurdumduymazlığı seçersen eninde sonunda bir patırtı çıkar ..Çıkacak patırtılara hazırlıklı olmak gerekir ..
Sorumluluklardan ,,verilmiş sözlerden ya da tamamına erdirilmesi gereken işlerden söz etmiyorum ..Çöküşlerden ,,son duraklardan ,,düşüşlerden ve çaresizliklerden söz ediyorum ..
Ölümün acıması yok ..Kimsenin gözünün yaşına bakmıyor işte ..
Aşk ve umut hiç bitmiyor ..
Neden bu kadar acı çektiğimizi anlamaya çalıştığımızda gelecek için de kagılanmaya başlıyoruz ..
Silmek ,,ölmek ,,yok etmek istiyoruz acıyı ..
Acı unutuluyor ama geçmiyor galiba ..
Geçtiği için değil ,,tam tersine ,,hiç geçmediği için unutuluyor acı ..Üzeri eski bir çarşafla örtülüyor ..
İnsan bu yüzden ağlıyordu ..
Sevenleri kendisini yaraladığı ve kendisini yaralayanları sevdiği için ağlıyordu ..
İnsan yok edilmeye ,,örtülüp kapatılmaya aklıyla karşı çıkarken ,,sonunda kendi kendini kapatıp ,,kendini kendi elleriyle yok eder ..
Acı buradadır ..Budur ..
Şarkıların en uzunu kadınlara söylenir daha çok ..
Kalbi yara tarlasına döner insanın ..
İnsan kendini sevmeyince ,,sevemeyince ,,hiçbir şeye layık olmadığına inanır ..
İnsanın kendinden dolayı acı çekmesinden başka ,,bir de kendi kendine ürettiği acı var ..
Kendi eliyle yarattığı ..
Kazanılmış acıdır bu ..
Korkuyla acının birbirlerinin yerine geçişinde doğar ..
Ve korku ,,acı çekme biçimlerinden biridir ..
Kazandıkça ,,yani idrak ettikçe ,,öğrendikçe ya da sahip oldukça içinde büyüyen bir canavardır ..
Cebinde beş liran yoksa ya da kudretin yoksa ,,bunları kaybetme korkusuyla acı çekmezsin ..
Kötülük yapmadıysan ,,karşılığını görmekten korkmazsın ..
İnsanın kendi eliyle yaratıp başına musallat ettiği ,,kazanılmış acılardır bunlar ..
Her şeye vaktinden önce ya da tam vaktinde üzülmeye başladığım için ,,o kaçınılmaz gün gelip çattığında soğukkanlı bir cerrah gibi bakıyorum dünyaya : Hadi bir an önce açıp ,,acıyı söküp kapatalım ..
Böyle olmak için hiçbir zaman çaba sarf etmedim ..Fotoğraf ve dil hafızam kendiliğinden topluyor izleri ..
Bir şey oluyor ve görüyorum ..Örneğin üç ay sonrasını ,,ilişkinin sonunu görüyorum ..Ama bilicilik değil bu ..Olmayanı değil ,,olacağı görüyorum ..Biliyorum artık ..Tuhaf bir şekilde ,,hep biliyordum ..Bir yandan da hiç tuhaf değil aslında .:Zarından ,,pulundan ,,ciğerinden tanıyorum çünkü ..Zarını ,,pulunu görür görmez ,,sonunu da görüyorum ..
Kimi sözler ,,tıpkı kimi uykular gibi ,,susmayı gerektiriyor ..
Hiçbir aşk ,,ilk aşkımın yerini doldurmayacak ..Hiçbir acı ,,beni ilk ele geçirdiğinde yaktığı kadar yakmayacak canımı ..
Bu kadar yalnız kalmak için ne yaptım ??
İki türlü dil yarası var ..İlki ,,kendi dilinde şarkı söyleyip ağıt yakamamanın açtığı hançer yarası ..İkincisi ise ,,sevdiklerinden dökülen sözlerin bıraktığı kağıt kesiği ..
Bir söze kanmak gibisi yoktur ..
Bu yüzden ,,bir söze kırılmak kadar acısı da yoktur ..
O kadar çok ,,o kadar çok şeyi unuttum ki ,,ölsem bile unutmam diyeceğim ne kaldı elimde ,,emin değilim ..Ve şimdi ,,acı veren bu aslında ..
Senin adın bile geçmedi ..
Her şeyden ama her şeyden vazgeçmemek için ortada tek bir sebep bile yokmuş gibi görünürken ,,kendime bir kahve alıp oturdum ..Ardından da ,,çantamdan not defterimi çıkarıp belki de bildiğim ve inandığım tek şeyi yaptım : Yazmaya başladım ..
İnsanın umudunu kıpır inancını yok eden ,,içine geçmiş yüz yılları sığdırıp gelecek yüz yılları şimdiden acıya boğan haksızlık acısı böyle geçmişti ..Yazarak ..Ve ancak yazarak geçebilirdi ..
Ne kadar yüksek ,,o kadar soğuk ..Ne kadar yüksek ,,basınç o kadar fazla ..Ne kadar yüksek ,,düşmesi o kadar sert ..
İclal Aydın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder