3. Necati Cumalı (1921 – 2001),
İğneci (Ay Büyürken Duramam)
Şiir, öykü, roman, oyun, deneme, inceleme ve günceleriyle edebiyatın hemen her alanında eserler veren Necati Cumalı, Ay Büyürken Uyuyamam adlı kitabındaki öykülerin her birinde kadın olgusu ilgili farklı sorunlara değinir, kadının yaşam mücadelesini birçok açıdan ele alır. Cinsel yaşamından yola çıkarak, roman kahramanlarının ruhsal dünyalarını analiz eden, edebiyatımızda ilk kez gerçekçi bir görüşle bu olgu üzerinde duran Necati Cumalı olmuştur.
Ay Büyürken Uyuyamam da biraraya getirdiği 26 öyküsünde, değişik olayları ele alarak Batı Anadolu halkının yasak aşklarını, sapıklığa kadar varan ilişkilerini, cinsel bunalımını anlatır. İğneci’de kasabada yaşayan ve sevmediği bir adamla evli olan Şükriye iğneci olarak çalışan genci beğenir, türlü bahanelerle sağlık merkezine gider ve iğneciyi evine davet eder.
“İğneci, dipteki odaya girerken yanında durdu, “Senin sıran gelmedi mi daha?” Şükriye gözlerini İğneci’ye dikti. Gözleri diyeceğini derken, hafif bir sitemle boynunu büktü, “Sıra vermedin ki bana! Hiç komşu hatırı gözetmezsin!” İğneci daha bir ilgilendi, “Hangi komşusun sen?” “Te karşıda otururum. Un deposunun üstünde! Hiç görmez misin?” dedi Şükriye. İğneci gülümsedi, “Hastalığın ne?” Ne bileyim ben nedir? Kırıklığım var işte! İğne isterim kuvvet için. Sen bilirsin ne iyi gelir. İğneci numarasını yaptı, “Hiç öksürdün mü?” Eh, bilmem ki ne diyeyim? Dizlerinde bacaklarında ağrı, kesiklik var mı? Şükriye’nin gözlerinin voltajı daha da yükseldi, Eh, var sayılır… İğneci elektriklenmişti, sonunda, “Gel benimle!” dedi.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder