4 Aralık 2019 Çarşamba

04.Aralık.2019 - Günün Yazısı - Vazgeçeriz…

Vazgeçeriz…

Bazen hüzünden,bazen çaresizlikten,bazen de hayattan.

İstediğini elde edememek,düşlerine ulaşamamak ,ne yaptıysan yap kaderi , cilvesinden vazgeçirememektir vazgeçmek.
Bazen de her seçiş bir vazgeçiştir.Durakta bekleyip dolmuşa binmek otobüsten vazgeçmektir.Yemeği tuzlu yediğinizde tuzsuz yemekten vazgeçmiş olursunuz.Çayına şeker atan çayın tadını almaktan vazgeçer.Olumlu ya da olumsuz tüm durumları kapsar hayatta , vazgeçmek…

Orhan Veli der ki ;
“Öyle bir zamanda gel ki,vazgeçmek mümkün olmasın “ Demek ki bazı zamanlarda vazgeçmek mümkün.Rakı şişesinde balık olmaya özenecek kadar gamsız bir hayat anlayışına sahip olduğu halde üstad bile vazgeçebiliyorsa, demek ki mücadelenin hangi aşamada olduğu da önemli vazgeçmemek için !
Ego (bilinçaltının bekçisi) insan benliğini dış etkilere karşı korumakla görevli bir kalkandır.Hani vazgeçmeye en yakın olduğumuz an vazgeç artık diye kulağımıza fısıldayan o içimizdeki ses var ya,işte odur ego.Aslında niyeti kötü değildir.Verdiğimiz mücadelenin bize o kadar zarar verdiğinin farkındadır ki, devam edersek artık onun koruyacağı bir benlik kalmayacağını bilir.Bir yandan umut bize devam et diye fısıldarken , o vazgeçmemizi fısıldar.İşte bunun için ego ve umut birbirinin azılı düşmanlarıdır.Oysa ikisinin de hizmet ettiği şey aslında aynıdır.
Che Guevara vazgeçiş ile ilgili şöyle demiştir:
“Asla vazgeçme.Çünkü kaybettiğinde değil vazgeçtiğinde yenilirsin !”
Mevlana da vazgeçmek ile ilgili şu sözleri tarihe kazımıştır:
“Asla ümidini kaybetme.Belki de elindeki son anahtar kilidi açacaktır.”
Vazgeçmek kabullenmektir bazen.Söylemesi çok kolay olduğundan , yaşaması da çok kolay olacakmış gibi gelir başta.Oysa vazgeçtiğinle ya da hayaliyle her karşılaştığında, zaman , en derin kanayan gizli yarana bir avuç daha tuz atacaktır.İşte ancak o zaman anlaşılır kabullenmenin göründüğünden ne kadar zor olduğu.
Hayal kırıklıklarına karşı bir zırhtır bazen vazgeçmek.Başta az üzülmeyi ,sonradan fazla üzülmeye tercih etmeye yarar bu zırh.Ama neresinden bakarsanız bakın ego yine iş başındadır!
Zamanı geldiğinde çoktan geç kalınmış eylemin ta kendisidir vazgeçmek.Bize ise artık kanımızın son damlasına kadar vuruşup ölümümüzü destanlaştırmaktan başka seçenek bırakmamıştır bazen.Adı olup başarısı olmayan kahramanlar… Onlar da çok büyük katkıda bulundu tarih boyunca vazgeçme antolojisine.
Bazen insan vazgeçebildiği şeylerin karşısında güçlü durur.Eğer kabullenmenin getireceklerine göğüs gerebilecek kadar güçlü ise…
Çöle ait olduğu halde,ıslak topraklarda varolmaya çalışan bir hurma ağacıdır bazen vazgeçmek.Herşey onu çürütmek için çabalarken o ölmekten vazgeçer!
Bazen yeni başlangıçlar yapabilmek için zorunluluktur.Labirentin gidilecek başka yolu kalmamıştır artık.
Acı katsayısının ne kadar uzun süre düşlendiğine bağlı kırık bir hevestir bazen vazgeçmek.Çünkü varılacak en son noktadır.
Sanatçının dediği gibi: Bir yağmurun içinde ateş böceği misali gönlün yanıp sönmesidir bazen.Anlayan olmadığından mücadelesinden vazgeçmiştir,anlayan olacağı umuduyla baş koyduğu savaştan.
Bazen de karşımızdakinin nefes alabilmesi için, tutkumuzu bencillik duvarlarının müebbetine mahkum etmemek için ve söz bittiği için yapılan eylemdir vazgeçmek.
Karamsarlık denizine ağırlıklı dalış yapmak için en iyi yöntemlerden biridir bazen.O kadar çabuk öldürür ki iyimser havayı, sanki zaten hep o dalıştaymışsınız izlenimi bırakır.
Bazen bize acı veren kayıplardan geriye kalan tecrübedir vazgeçmek.Hiçbirşeyin boşa yaşanmadığını ve zamanı geldiğinde vazgeçmenin bile bize neler kazandırdığını göstermek için vardır hayatımızda.
Herkes orjinal bir vazgeçiş cümlesi yaratır hayatında.Yaşaması gerekenleri yaşayabilmesi için.Benim sloganım ise :
Dün vazgeçmek için çok geç,bugünse vazgeçmek için çok erken ! Hal böyleyken, “yarın” neden vazgeçsin benden !

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder