Bazen gözlerimi kapatıyorum, o anda gözlerim gözlerinde işte ve ben kendimi başka, bambaşka diyarlarda buluyorum ve oralarda olmayı da çok seviyorum... Çünkü sadece sen ve ben varız, dilediğimizce özgür, dilediğimizce aşk doluyuz orada... Hiç bir kaygı, hiç bir hesap yok orada.... Bir sen, bir ben ve bizi biz yapan aşkımız var sadece orada... Ve ben hiç gözlerimi açmak istemiyorum o anlarda, belki de sonsuza dek kapanması için dua ediyorum o anlarda gözlerimin...
İşte sana dokunuyorum o anlarda, yüreğimden bir kuş havalanıyor ve kanatlarının vücudumun her yerini dolaşmasını, her yerime dokunup beni ürpertmesini seviyorum... Bir gün sana dokunamam ihtimalini düşündüğümde içimdi tarifsiz bir korku sarıyor o an... Ama aşkın içinde korku yok mudur zaten? Seni yaşarken, seni kaybetme korkusu değil mi zaten beni sana bağlayan?..
Uzanıyorum saçlarına ve onları okşadığımda içime yayılan o tatlı serinliği hissetmeyi seviyorum... Yazın en sıcak günlerinde bile o serinlikle ferahladığımı hissetmek rahatlatıyor beni... Ellerimi hiç çekmesem saçlarından ve sen hiç ayrılmasan diyorum yanımdan...
Gözlerim gözlerinde, küçük bir çocuğun heyecanı ile bir şeyler anlatıyorsun bana... Ve ben ellerim çenemde dalıp gittiğim gözlerinde sen konuşurken seni dinlemeyi seviyorum... En sıradan sözcükler bile senin dudaklarından şiire dönüşerek çıkıyor, sen bir şair oluyorsun ben de şiirlerinin hayranı... Öyle dikkatle ve öyle hayranlıkla bekliyorum ki azından çıkacak her sözcüğü...
Ve gülümsüyorsun bana, gözlerin kısılıyor ve o gülüşün gül yüzünü daha da güzelleştirmesini seviyorum ben... En kötü, en gergin, en berbat anlarımda bile gülüşün beni yeniden hayata bağlıyor sanki... Say ki karanlık bir odadayız, say ki tek bir ışık bile yok o odada... Ama sen gülümseyince öyle parlak bir güneş doğuyor ki, karanlık bir an da parça parça olup dağılıyor... Gözlerim kamaşıyor o parlaklıkta...
Bazen küçük bir çocuk oluyorsun karşımda, bazen de olabildiğince olgun bir insan oluyorsun... Bir çocuk ilk kez gördüğü şeye nasıl heyecanla bakarsa, bazen öyle bakıyorsun bana ya da ellerini omuzlarıma koyuyorsun ve benim başım önüme eğik hayata dair anlattığın deneyimlerini dinliyorum... Bense hem bir çocuğa ve hem de yetişkin olgun birine sahip olmanın keyfiyle gülümsüyorum işte o anlarda...
İşte o anlarda yaşıyorum, işte o anlarda seni, seninle yaşıyorum ve bunu çok seviyorum... Seninle nefes alıyorum ve aldığım her nefes sanki bir lütuf o anlarda bana sunulan... Bütün kötü yönlerimi, bütün acılarımı, bütün ezikliklerimi unutturuyorsun bana...
Mükemmel değilim ve belki iyi bir insan da olamayacağım ama senleyim ya, dünyada benden iyisi, benden şanslısı yok gibi geliyor... Sende bir kusur bulabilsem aynısını kendimde de göreceğim ama bulamıyorum ki... Sana sevgim arttıkça kendime olan hayranlığım da artıyor... Kendimi beğenmiş biri oluyorum... Ama seninle yan yana olunca da ne kadar küçük, ne kadar yetersiz bir insan olduğumu da görüyorum...
Sonra açıyorum gözlerimi... Tavanda bir noktaya dikiliyor ıslanmış gözlerim ve sadece belli belirsiz adını söylüyorum, ardından yalnızca seni seviyorum diyebilecek gücü bulabiliyorum....
ALINTI

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder